27 Temmuz 2010 Salı

ay ay zor bi gündü zor...

dişlerimle ilgili gördüğüm tedavi dolayısıylen şuanda konuşma yasağı içinde bulunmaktayım.
damağımdaki dikişlerin de açılmaması için konuşmamam önemli ayrıca gülmemem de tabi :)
al işte ne kadar dikkat etsemde hayatımda hiç istemediğim kadar konuşmak ve gülmek istiyorum (bazı şeylere rağmen).

evdekileri de bi gülme aldı yarabbim:) kendimizi sıktıkça daha çok gülüyoruz ve benim canım acıyor :(

berbat espiriler yapan bir arkadaşım var eksik olmasın. bu akşamda attığı msjlarla kötü espirilerini esirgemedi.daha önce hiç güldüğümü hatırlamıyorum en fazlaa 'off yapma!' diye tepkiler vermişimdir ama bu akşam güldüm, evet güldüm:) o kadar vahim durum..

konuşamamamdan istifade edenlerde vardı tabi. uyuzlaşmalarımızla meşhur abimin arkadaşı! cevap veremeyeceğimi bildiği için gıcık edici cümleler saydırdı gitti iyileşince gösteririm ben ona!

azeri bi doktorum var. ilginç insanlar hep beni bulur zaten. bütün implant boyunca azerbaycana bilmem nereye yapacağı seyahatleri anlattı durdu. ağzımın içinde olanlardan bihaber, dediklerine gülmemek elde deildi. sorduğum sorularla, ağlamaklı bakışlarımla da doktoru çileden çıkarmadım da değil, e bana yakışanda buydu tabi:)

çok panik olduğum için sürekli iyi misin deyip durdular. ağzımın içine tutulan ışığın yönü değişmiş tam gözümün içine geliyordu. ben de gözlerimi kapattım,yüzümü de ekşittim doğal olarak. iyi misin iyi misin diye bağrışları vardı sormayın. dedim acaba bu kadar riskli bi durum içerisinde miyim yoksa benim korkmamla alakası mı vardı. ilginç geldi :/

ya bi de diş hekimleri neden yakışıklı olur anlamıyorum, bi diş hekimi de çirkin olsun implantlı dişimi kırıcam :D

yaklaşık 5 yıldır dişle ilgili tedavi görüyorum. diş hekimliği okusaydım mezun olucakmışım neredeyse:)

ayrıca çorbayı pipetle içmek de harika bir şeymiş söylemeden geçemicem. bundan sonra bi alışkanlık olabilir bende:)

babamın yemeğe düşkünlüğü ben pipetle çorba içerken bile devam ediyordu. 'baba yeme, ben şorbamı içıp gıdeyim şonra ye' desem de kar etmedi. sus konuşma bişi olcak dikişlerine dedi sağolsun, düşünceli adam:D

beklenen kadar ağrım sızım olmadı çok şükür ama yüzüm şişti, ama buna da şükür. e o kadar makineyle bıızzzttt diye kemiğimi oydu olsun o kadar.kafamın titreşimlere karşı koyamamasını hissettim. o an acaba anestezi olmasaydı ne hissederdim die düşünceler içerisindeydim. anestezi filmini anımsadım bir nevi :/

bide buz torbasını yüzüme direkt uygulamadan ötürü buz yanığı denen bişi yaşıyorum sanırım. onun dışında iyiyim Allah'a şükür.ve inşallah da tedavimde ters giden bişeyler olmaz ve iyi olurum :))

şimdi gidip buz torbamı tazelemem lazım..

26 Temmuz 2010 Pazartesi

yalnız kalmak istemiyorum yine...
her zamanki gibi uyusam geçse diye beklesem geçmez... uyudum diyelim sabah uyandığımda aklıma geldiğinde içimdeki sıkıntı ikiyle çarpılcak biliyorum.
öle bişey ki içimi büküp büküp duruyor.
düşüncelerim iki dakika sonra saçma geliyor.
telefonlarımı kapatım bir daha açmamak istiyorum.
bir şeyler umut etmek bile istemiyorum. her bi beklenti daha bi üzüntü içine sokuyor beni...
en acı şarkıları dinlemek istiyorum canımın yanmasına acı katmak istiyorum.
bütün gece dolunayı izlemek istiyorum...
derdimi oturup sabaha kadar abimle paylaşmak isitiyorum bana destek olmasını istiyorum ilk defa içimdeki kopan şeyleri ona anlatmak istiyorum. bana kızmasına da razıyım ama arkamda bana aslanlar gibi destek olmasını istiyorum. ona sarılmak istiyorum, ona daha önce küçükken gökgürültüsünden korkarken sarılmıştım doya doya...
ağlamak istiyorum ama kimse görmesin, utandırmasın beni istiyorum.
ömrümün bir dakikasını bile boşa geçirmemek istiyorum, düşünmeye fırsatımın olmaması için...
bir daha kimse beni incitmesin istiyorum...
şuan üzgün olmam da o insanın hatası varsa kendi hatalarımın da olduğunu biliyorum. bidaha yapmış olduğum bu hataları da tekrarlamamak istiyorum.
beni bu kadar zayıf kılan insan için sadece bir tane iyi dilekte bulunabilmeyi istiyorum. kötü biri olmadığımı hatırlamak istiyorum.
şimdilik bu kadar...

16 Temmuz 2010 Cuma

EVlendirilmeLİLİK


daha 20 yaşındayım ama evdekilerde bu kız evde kalıcak napıcaz korkusu başladı ya. ağzımı yoklamalar falan filan. her bi arayan arkadaşımı 'kim bu, nereli, ne okuyo?' diye fazla ayrıntılı soru sormalar. iyi abimi evlendirdiler sıra bana gelmiş cidden. millet diyodu 'hadi hayırlısı sıra sana geldi.' die aldırış etmemiştim ama annemlerin sanırım baya dikkatini çekmiş. ya düğün yapmak güzel mi geldi anlamadım ki. abim bile artık çocuk gözüyle bakmıyo evlilik espirileri falan yapmaya başladı benim üzerimden. ergen psikolojisiyle ben büyüğüm bana çocuk demeyin diyodum ama şimdi 'ya ben daha çocuğum!' diye haykırmak istiyorum :)
bi de demezler mi sen o abinin düğününde o topukluları giymicektin diye! imalı imalı :)uzun boyluların evde kalma durumları da biraz olabilir ama uzun oldukları için değil. insanların hep eleme durumları yok mudur, kriter yani? ya bu hareketinden hoşlanmadım yok şurası burası falan uzar gider. ama bizde bi tane kriter daha var şu boydan aşağı olmayacak. belki bahane gibi gelebilir kulağa :D ama gerçekten:) kısa boylu kız arkadaşların şansı daha yüksek bu yüzden :D
bu sene farkettimde ne çok insan evlendi yahu! moda oldu sanki. ayrınca tvdeki evlilik temalı programlarda çoğaldı. ya da benim algıda seçiciliğim iş başında :) e bi dünya insan bana böle bi muamele yaparsa ben de acaba diyorum haklılar mı :)
abimin düğününde de çiçeği ben kaptım:) ama ben olayı betimlersem şöyle ki; düğün bitmiş gidiyorken 'yengeee çiçeği atmadın!' diye bağırmış olan ben başka rakiplerimin olmadığını farkedince 'bari formaliteden at da adet yerini bulsun.' dememle birlikte çiçeği yere atmayı beceren yengem, görümcesinin evde kalmasını isteyen kötü bi yengedir :) çünkü hemen arkasına yere bırakıvermişti adeta :) bense 2-3 metre arkasında bütün dikkatimi vermiş çiçeğin ellerimin arasına düşmesini hayal ediyordum. çiçeği yerden alırken etrafımdaki insanların kahkahaları da ayrı bi keyif vericiydi tabi. aaa kıza bak o kadar tek başınaydı çiçeği kapmak için ama evde kalıcak kurtuluşu yok dercesine:)
ama işin acı bi yanı var ki o da benim içimi yakıp bitirio. 3 yıllık bi ilişki.... geleceğini onun üstünden kur halay et ve.... ayrılık... sonra hayallerinde yeni bi gelecek oturtmak için çabala dur. yeni biri olacak gibi bile olsa önce güven ara sonra o güveni sarsacak durumlar olsun yine en başa sar. işte sanırım insanlar bu yüzden evliliklerden uzaklaşıyor.
zaten şaka bi kenara ailemin de yarın beni evlendireceği yok. ama en azından evlilik öncesi gerçek bi ilişkiye adım atmamı istiyorlar yaşamış olduğum şeyleri bildikleri için. ama tabi annemin kriterlerine uygun biriyle :) alın bi kriterim daha ortaya çıktı :)

15 Temmuz 2010 Perşembe

elimde koca bir bardak sütüm ve penceremden izlediğim güzel bi yağmur:)
özellikle gök gürültülü şimşekli yağmurlara karşı farklı bi ilgim var nedense..
güne geç başlamış olmanın sersemliğini unutturan güzel bir yağmur ne güzel ne güzel :)

10 Temmuz 2010 Cumartesi

abicik ve kpssli bi gün

bugün abim kpss sınavına girdi-abim 3 yıl önce mezun oldu sınava 4. girişi-.sabah onu yolcu etmeye uyanamadım, odamın aralık kapısından gördüğüm abime sadece bi el sallayarak uğurlayabildim. ama o gittikten sonra uyudum mu hayır. sınavın başlangıç saati 9dan itibaren "acaba nasıl sınav zor mu, üzgün mü, çalışmadığı matatematik onu zorladı mı" die düşünmekten yatak içinde dolandım durdum. 11de anca o yataktan çıkabildim. abim eğitim sınavı öncesi eve geldiğinde onun üstüne gitmek istemedim çok olağan bir günmüş gibi sınav hakkında hiçbir soru sormadım. içim içimi de kemiriyordu. ama o kadar da kötü görünmüyordu. evde bi kaç tur attıktan sonra o gelip anlatmaya başladı ben sormadan ama pek iç açıcı deildi durum. korktuğum başıma gelmiş ve matematik onu zorlamıştı ayrıca zaman da kalmamıştı, matematiğin kolay olduğu halde yapamadığını da kendi ağzıyla söledi. eğitim sınavına gitmek için evden çıkarken onu hiç görmemiştim. annem ağlamaklı bi halde rutin işlerini yapıyordu evde bi stres havası hakimdi ama kimse abime çaktırmıyordu durumu. sonra hazırlandık ve yengemle birlikte sınav çıkışında onu karşılamaya gittik kamera elimizde :) bu anı ölümsüzleştirmek istemiştik, ataması yapılıp bu sınava bir daha girmemesini dileyerek... sınav yerine gittiğimizde sınavdan çıkan ve sınav hakkında yorum yapan, daha önce tekrar tekrar bu sınava girmiş işsiz öğretmen adaylarını görünce bu yazın aslında benim için çok karlı olabileceğini düşünerek kpss'ye bu yazdan itibaren çalışmaya başlamayı o an içinde karar verdim. ama maymun iştahlı biri olarak bu düşüncemin çok fazla gitmeyeceğini düşünerek tekrar o an içinde vazgeçtim:) öğretmen adayları "hiç çalışmamıştım","çok zordu","matematik çok kolaydı 16 tane yapabildim zaman yetmedi" gibi cümleler kurması beni daha da streslendirdi. abim sadece 10 tane yapabilmişti ki içinden yanlışları da olacaktır. bir öğretmen adayı da geçen seneki atamayı 0,02 ile kaçırmış olduğunu söyledi. ayrıca bir sınav mağdurunun dedesi rüyasında torununun sınavı kazandığını görmüş rüyanın hayırlara vesile olmasını diliyorlardı :) ben böle milletin konuşmalarına kulak misafirliği yaparken sınavın son dakikaları yaklaşmış ve sonunda abim sınavını bitirmiş kahraman edasıyla yürüyerek yanımıza doğru yakşıyordu. video kayıt tabi malum :) onu neşeli görmüştüm. sınavının çok iyi geçmemesine rağmen keyifliydi. sonra yenge ve abimle yemeğe gittik sahile. yolda gördüğü kpss mağduru arkadaşları ile yaptığı sınav muhabbetleri de ayrı bi keyifliydi.
kpss mağduru abimle aynı bölümde okuyorum. seneye ortaya ne koyabileceğim merak konusu. babaannemin bana ayrı bi güveni var anlayamadığım :) ona göre ben çok çalışıyorum ama memleketime çok sık gelip gitmem derslerimden kalmama neden oluyor. bütünleme sınavları için okuluma gittiğimde her seferinde yaptığım devamsızlıktan dolayı kaldığımı söyler durur. her haftasonu memlekete gelişimde bana bıkmadan usanmadan "her hafta gelme be şekerim" demesine hayranım zaten :)
şu an itibariyle ile sınavın bitmiş olduğuna inanmaya çalışan abim balayı planları yapıyor, inşallah her şey gönlünce olur abiciiiim :) ben bu abime aslında sevgimi hiç belli edemem ama ne kadar çok sevdiğimi nası anlatabilirim onu da bilmiyorum:)


ps: daha önce belirttiğim şahıs arayıp bi özür bile dilemedi. teşekkür ediyorum sana...